![]() |
Arşak Vramyan |
Nazife Koşukoğlu ve Mehmet Polatoğlu tarafından kaleme alınan ve 26 Ocak 2012 tarihinde Agos'ta yayınlanan Resmi Tarihi Sınıfta Bırakan 10 Çürük Tez başlıklı yazıda birinci tez olarak işlenen "İhanet ve İsyan" konusunu bu blogta bir önceki yazımda ele almıştım.
Anılan yazıda ikinci çürük tez olarak ele alınan konu 1915 İkinci Van İsyanı olup, aşağıya alıntılandığı şekilde çürütülmeye çalışılmıştır:
"Van’da kitlesel bir Ermeni isyanı gerçekleşti. Savaş koşullarında İttihatçı hükümet tehcirden başka acil bir çözüm bulmadı.
Evet, diğer bölgelerin aksine Van’da Ermeniler gerçekten ayaklandılar.
Öte yandan, Van’daki ayaklanmalar soykırım kararının alınmasından ve
uygulamaya sokulmasından sonra başladı. Ayaklanmanın başlamasından önce
ve ayaklanma sırasında Van valisi Cevdet Bey’in bölge halkına çektirdiği
zulmün ayrıntıları hem Osmanlı belgelerinde, hem de resmi tarih
anlatısı içindeki kitaplarda bulunabilir.
Dönemin Erzurum valisi Tahsin Bey durumu “Van’da ihtilal olmazdı ve
olamazdı. Kendimiz zorlaya zorlaya şu içinden çıkamadığımız kargaşalığı
meydana getirdik ve Şark’ta orduyu müşkül duruma soktuk” sözleriyle
ifade ediyor.
İsyan argümanında dikkati çeken bir diğer nokta, Ermenilerin gönüllü
birlikler oluşturmak üzere Rus ordusuna katılarak Osmanlı’yı arkadan
hançerledikleri iddiasıdır. Bu iddiayı savunanlar gönüllü birliklerin
Osmanlı vatandaşı olmayan Kafkas Ermenilerince kurulmuş olduğu gerçeğini
özenle gözlerden kaçırmaya çalışıyorlar. Kafkasya Ermenileri Osmanlı’yı
‘arkadan vurmuş’ olamazlar, zira onlar Osmanlı değil Rus vatandaşıydı."
![]() |
Cephane üreten Ermeniler |
Kaynaklara göre çürük tez gerçekten çürük ama tehcirin soykırım olduğunu kanıtlamak açısından değil, aksini kanıtlamak için yazılan senaryo açısından çürük. Van İsyanı'nı kavramak isteyenler Prof. Dr. Cemalettin Taşkıran'ın Van'da Ermeni Devleti Denemesi (Platin, 2006) adlı kitabını okuyabilirler.
Agos ve çevresinin, Ermeni Türklerin (Armenian American=Ermeni Amerikalı teriminden esinle bu ifade Türkiye doğumlu Ermeni anlamında kullanılmıştır, benimsenmesini dilerim) yurtlarında huzur içinde yaşamaları için dostluğu pekiştirme, düşmanlık olmadığı düşüncesini yayma çabalarını anlıyor, takdirle karşılıyorum. Ama iki taraf da neler yaşandığını nesnel bir şekilde görebildiği ve geçmişte yaşanan, o günün koşullarının yol açtığı acılardır, geride kalmıştır, diyebildiği yerde biz gerçek anlamda dostluğu yaşayabiliriz. Doğu Anadolu insanı ve Balkanlardan Kafkaslara bu coğrafyanın Hristiyan olmayan insanları dedelerinin, babaannelerinin, onların komşularının yaşadıklarını unutmadı, unutamaz. Sorunlar, yaşananların üstü küllenerek çözümlenemez deniyorsa, bu iki taraf için de geçerlidir. Türklerin ve bu topraklarda yaşayan diğer Müslüman topluluklardan insanların, Ermenilerin tehcir sırasında yaşadıkları için üzgünüz dedikleri yerde; Ermeniler de, Türkler ve diğer müslüman toplulukların, Balkan Savaşları, Ermeni isyanları süresince yaşadıkları için üzgünüz diyebildikleri ve 1. Dünya Savaşı ile bu toprakların insanlarının bağımsız olmak için yürüttüğü Milli Mücadelede yaşananlar için karşılıklı olarak üzgünüz diyebildiğimiz noktada yaralarımızı sarmaya başlayabiliriz.
Üçüncü tezle ilgili yazı ile yakında yine buluşmak üzere yazımı noktalarken Rusların Kafkas Cephesinde elini rahatlatmak üzere zamanlanan Çanakkale Muharebesinde yitirdiğimiz şehitlerimizi saygıyla anarım.
Selma Aslan
Not: "1915 gerçekliği ve tezler : Van İsyanı ve Ermeni Soykırımı ya da Tehciri" şeklindeki başlık 20.04.2013'de "1915 Gerçekliği ve İkinci Tez : Van İsyanı " olarak değiştirilmiştir.

Not: "1915 gerçekliği ve tezler : Van İsyanı ve Ermeni Soykırımı ya da Tehciri" şeklindeki başlık 20.04.2013'de "1915 Gerçekliği ve İkinci Tez : Van İsyanı " olarak değiştirilmiştir.
Selma Aslan'a ait Ermeni Soykırımı : Gerçek mi,
Yersiz İddia mı? blogu yazılarından ticari olmayan amaçlar için içeriği
değiştirilmeden kaynak gösterilerek adil kullanım ölçüsünde yararlanılabilir. (Creative Commons
Attribution-Gayriticari-NoDerivs 3.0 Unported License)
Comments
Post a Comment