Basın Mensuplarının Etik Sorumlulukları ve Yalan Bilgi İddiası İle Yanıltıcı Bilgilendirme

Vikipedya'dan
Köşe yazarlarımızdan İsmet Berkan 10 Aralık 2013 tarihli yazısının son bölümünde 10 yaşındaki 4.sınıf öğrencisi olan oğluna Doğu'da Ermenilerle savaştığımızın anlatıldığını, oysa bizim Ruslarla savaştığımızı yazarak oğluna yalanlar anlatıldığından yakınmıştır. Kendisine göre bu bir milli yalanmış. Eh, bilmemek değil, öğrenmemek ayıptır kültürümüzde. Biz küçükken büyüklerimiz bize böyle derlerdi. 

Sayın Berkan çok da ön plana çıkarılmayan Kafkas Cephesi'nde neler yaşandığını bilemeyebilir. Ben bu yazı için 11 Aralık tarihinde aşağıdaki yorumu yaptım. Hürriyet Gazetesi yorumları filtrelerken ilgili yazara bilgi veriyor mu bilmiyorum. 15 Aralık itibariyle "Bu haber hakkında henüz yorum yok" bildirimi korunduğuna göre yorumumun yayınlanmaya layık bulunmadığı sonucunu çıkarıyorum. Yorumum beğenilmemiş olabilir. Gazete bir yorumu yayınlayıp yayınlamamakta kuşkusuz özgürdür, saygı duyarım. Ben de yorumu burada yayınlıyorum: 

"Saygıdeğer gazetecilerimizin bile tarihi gerçekleri yalan sanması çok düşündürücü. Atatürk ile Karabekir arasındaki uzaklaşma nedeni ile Doğu Cephesinin arka plana atılması ciddi bir bilgi boşluğu yaratmış bulunuyor. Rus Ordusunda 93 Harbi sonunda Rusya'ya göçmüş ve Rus ordusuna girmiş Ermenilerin varlığı bir yana, Meşrutiyet Döneminin aldatıcı dostluk havasında askere alınan Erzurum ve diğer Doğu illeri Ermenilerinin Karekin Pastirmaciyan (Armen Garo) liderliğinde Osmanlının verdiği atları, silahları da alıp Rus saflarına katıldığını Doğulular ve nesnel yabancı kaynakları inceleyenler iyi bilir. Ekim İhtilali ile Ruslar çekilince meydan Ermenilere kalmış 1918 yılında kurulan Ermenistan Cumhuriyeti ile Türkiye arasındaki savaş Gümrü Anlaşması ile sonlanmıştır. Bunlar Ermeni kaynaklarından doğrulanabilir. Örn. Taşnak Partisinin Yapacağı Bir Şey Yok - Ovanes Kaçaznuni. Hiç kaygılanmayın Sayın Berkan, çocuğunuz gerçekleri öğreniyor. Tüm Türkiye öğrenmeli artık bu gerçekleri. Benim bloglarımı da dilerseniz ziyaret edebilirsiniz (Armenian Holocaust: My story (armenianholocaustmystory.blogspot.com), Ermeni Soykırımı: Gerçek mi, Yersiz İddia mı? (ermenisoykirimi-soykirim-zorunlugoc.blogspot.com/)Bu bloglarla bir Erzurumlu olarak kemikleri sızlayan büyüklerimize borcumu ödemeye çalışıyorum. Şunu da belirtmek isterim ki Ermenilere karşı hiç bir olumsuz duygum, düşüncem yok. Keşke onlar da geçmişi geçmişte bırakabilseler. Şunu bilsinler ki onların dedeleri de masum değildi."

Çocuğuna okulda öğretilenleri milli yalan diye kategorize eden ve bu görüşünü köşesine taşıyan yazarımız benim kafamda yanıtlarını incelemeye fırsat bulamadığım sorular uyandırdı:

Köşe yazarı gazeteci sayılır mı, gazetecilerin etik kuralları onları da bağlar mı?
Gazeteciler halkı doğru bilgilendirmekle yükümlü değiller midir?
Mesleki örgütleri yanlış bilgilendirme yapan gazeteciler hakkında disiplin işlemi yapar mı?
Wikipedia'dan Gümrü Antlaşması

Bir gazetecinin doğru olduğunu düşündüğü bir bilginin aksi yönde bilgilerin bazılarınca ortaya atıldığını farkettiği yerde, yalan diye karalamadan önce kendini aslını astarını araştırmakla yükümlü hissetmesi gerekmez mi?

İsmet Berkan'a bir kaç sorunun cevabını araştırmasını önermek isterim:

1. 1917 yılında Ekim İhtilali'nin gerçekleşmesi üzerine Rus askerleri geride çok az sayıda subay bırakarak çekildiklerinde meydan kime kalmıştır?
2. Bu çekilmenin öncesinde bile Rus ordusundaki Ermeni asker ve subaylarla gönüllü olarak Rus ordusunu destekleyen çetelerin kontrol edilemez kötü davranışları Rus arşivlerine giren belgelere konu olmuş mudur?
3. Erzurum'da yüzlerce insanı konaklara, camilere doldurup ateşe veren, köylerde kuyulara doldurup üstlerini taşlarla dolduran, beş yaşındaki çocukları, hamile kadınları öldüren, yediden yetmişe kadın erkek demeyip akıl almaz işkenceler yapmış, kadınları, kızları tecavüz ettikten sonra öldürmüş olanlar kimlerdir? 
4. Ermeniler 1918'de bir cumhuriyet kurmuşlar mıdır?
5. Mondros Mütarekesinden sonra Batum'a çıkan İngiliz güçleri Osmanlı ordusundan aldıkları silahları kime vermiştir?
6.  1878'de kaybettiğimiz Ardahan, Artvin, Batum ve Kars'ı Rusya ile yapılan anlaşma ile geri aldığımız halde Ermeniler buraları işgal etmiş midir?
7. Gümrü Anlaşması hangi ülke ile imzalanmıştır?
8. Sovyet işgaline uğramasa ertesi gün parlamentosunda onaylayacağı anlaşmayı görmezden gelen ülke hangisidir?
9. Ataları İstiklal Savaşı yaşamış bu halk Sevr Anlaşması geçerli olmalı iddialarını ciddiye alabilir mi?
10. Erzurum'da nüfusun yüzde 17'sini, Van'da 30'unu, en kalabalık oldukları Bitlis'te yüzde 36'sını oluşturan bir halkın çoğunluğu yok sayıp tarihsel yurtları diye bu topraklara sahip olma hırsına kapılmaları desteklenmeyi hakkeden bir sav mıdır?

1071'de Bizans'a karşı  bize kucak açanlar, Osmanlı İmparatorluğu düşüşe geçince bu kez 1826'dan başlayarak Ruslara kucak açmıştır. 1826 ve 1877-1878 savaşlarında Ruslarla işbirliği yaptığından bir savaşta daha bizi güç duruma sokmamaları için alınan tedbirlerin soykırım gibi gösterilmesi ve bu yalanı bizim benimsememizin istenmesi kabul edilebilir değildir.

Vikipedya'dan
Çeşitli mezheplere bağlı Ermeni gruplar arasında büyük kentlerde yaşayan varlıklı kesimden olanların Osmanlı'nın yanında yerlerini korumuş olmaları Taşnak ve Hınçak gibi komitalara bağlı çetelerin (gerilla güçlerinin) yaptıklarını yok saydıramaz. Nitekim 120.000'i Istanbul'dan olmak üzere 280.000 Ermeni tehcir edilmemiştir. Orduda pek çok Ermeni doktor görev yapıyordu. Ama konumuz tehcir ise Ruslarla işbirliği yapan veya yapma potansiyeli olan savaş bölgesinde yaşayan Ermeniler ve diğer bölgelerden siyaseten olayların içinde olanlardan söz ediyoruz demektir. 

Happy Sarikamish!
Sarıkamış Dramını Zafer olarak Kutlama
Tüm bu gerçekler, Ermenilerden başka kimsenin giremediği Şikago'daki arşivlerinde, Louis Nalbandian'ın kitaplarında, Rus arşivlerinde ve daha pek çok kaynakta bulunabilir. Bir Ermeni'nin Sarıkamış'ın yıl dönümünü kutladığı ve Osmanlı'ya karşı Ruslara verilen destekle duyduğu gururu anlatan kolay erişilebilir bir blog yazısının adresini vermekle yetineceğim:

Ben asla bitmek tükenmek bilmeyen bir kin ve nefretin sürdürülmesinden yana değilim. İki taraf da yaşananları geçmişte bırakıp iki komşu ülke olarak ileriye bakmalıdır. Ama bu bir tarafın atalarının bedelini kanıyla ödediği bir zaferi feda edip diğer tarafın iddialarına boyun eğmesi ve isteklerini karşılaması yoluyla olamaz. İki yıl bağımsız varlığını sürdüren Ermenistan Cumhuriyeti ile bir savaş yapılmış ve kazanılmıştır. Bu gerçeği milli yalan olarak adlandırmak gerçekleri çarpıtmaktır, yanlış bilgilendirmedir.

Berkan bir yanlış bilgilendirme yapmıştır. Bu tespiti bir suç duyurusu olarak kabul edip disiplin işlemi yapıp yapmamak Türkiye Gazeteciler Cemiyet'inin yetki alanındadır. 

"Çocuklarımızın sadece yüzde 1'inin doğru cevaplayabildiği soru" başlıklı yazının "Yalan bilgiye sıkıysa diren, sıkıysa eleştirel ol" başlıklı alt bölümü. Hürriyet, 10.12.2013
http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/25318933.asp?utm_source=hurriyet&utm_medium=yazarlar&utm_campaign=yazarsonyazi

Konuyla ilgili antlaşmalar:
Erzincan Ateşkes Antlaşması 17-18 Aralık 1917
Brest Litovsk Barış Antlaşması 3 Mart 1918,
Gümrü Antlaşması, 3 Aralık 1920
Kars Antlaşması 13 Ekim 1921

Comments