3-5 Eylül 2014 tarihlerinde Kastamonu Üniversitesi Bilgi ve Belge Yönetimi Bölümü tarafından düzenlenen, "Etik: Kuram ve Uygulama" temasının işlendiği Uluslararası Kütüphane ve Bilgibilim Felsefesi Sempozyumu'nda"Katalog Kayıtları için Konu Başlığı Seçiminde Etik İlkeler : Bir Vaka Çalışması / Professional Ethics in Assigning Subject Headings for Catalog Records: A case study" başlıklı bildiriyi sundum.
Vaka çalışmasında, 1915 Sevk ve İskanı ve o dönemde bölgede yaşananlarla ilgili yayınlar için kullanılan bazı konu başlıklarının yarattığı etkinin etik boyutu ele alınmıştır. Konu başlıkları, kütüphane kataloglarında bir konuda yazılmış yayınların tespitine yardımcı olmak üzere belirli ilkeler doğrultusunda kontrollü listeler oluşturularak belirlenen sözcükler veya sözcük dizileridir. Başlıklar bazı ülkelerde ulusal çapta, bazı ülkelerde her bir kütüphane tarafından kendi çaplarında belirlenirler.
Bildirinin özü şöyledir:
Bilgi hizmetlerinde çalışanlar bireysel,
toplumsal, mesleki ve kurumsal etik değerlere bağlı kalma çabası içinde olsalar
da, bu her zaman kolay değildir. Bazen çelişik durumlarla karşılaşılabilir ve
bazen istemeden etik olmayan davranışların içine düşmek mümkündür. Bu sav,
kaynaklara konu başlığı verilirken uyulması gereken etik kurallar açısından;
ülkemizde kısaca tehcir olarak anılırken bazı çevrelerin Ermeni soykırımı dedikleri
trajik 1915 olayları konusundaki konu başlıklarının kullanımını kapsayan bir vaka
çalışması ile ele alınmıştır. Osmanlı Devleti, 1912’de yitirdiği Balkanların
ardından, Ermenilerin, Balkan uluslarını örnek alarak, yüzde 20’lik bir nüfus
oranıyla dağınık bir şekilde yaşadıkları halde, Doğu Anadolu’ya aynı
yöntemlerle sahip olma hevesine kapılmaları karşısında bu bölgeyi de kaybetmeyi
göze alamamıştır. Ermeni gönüllü birliklerin Sarıkamış Muharebesinde Ruslara
verdikleri destek, Nisan 1915’de Van’da isyan çıkararak kenti Ruslara teslim
etmeleri ve yine o aylarda Osmanlı Bankası’na saldırmaları daha ciddi tedbirler
alınması gerektiğini ortaya koymuştur.
Olayları ülke çapında kontrol altına almak için 1915 Sevk ve İskân
Kanunu çıkarılmıştır. Bu yasa ile yaşadıkları bölge ya da siyasi tercihleri
açısından tehdit oluşturabileceği düşünülen büyük orandaki Ermenilerin
İmparatorluğun güney vilayetlerine gönderilerek dağınık bir şekilde
yerleştirilmeleri hedeflenmiştir. Bu
süreçte, savaş koşullarının yarattığı çeşitli olumsuz etkenler nedeniyle
kayıplar yaşanmıştır. Bu konudaki yayınlar kütüphanelerimizde hizmete
sunulmaktadır. Ülkemizde ulusal düzeyde benimsenmiş konu başlıkları henüz
mevcut değildir. Üniversite kütüphanelerimizde yaygın olarak Kongre Kütüphanesi
Konu Başlıkları listesi ve bazen bu liste dışından başlıklar kullanılmaktadır.
Kendi listelerini geliştiren üniversiteler de vardır. Bu koşullarda vaka
çalışması olarak ele alınan bu konu ile ilgili olarak da çeşitli başlıklar
gündeme gelebilmektedir. Konuya yaklaşımlarla ilgili bir anket düzenlenerek değerlendirilmiştir.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin İsviçre-Perinçek davasıyla ilgili 17 Aralık
2013 tarihli kararı ile diğer bazı mahkeme kararlarının ve etik ilkelerin
ışığında, bu konuda tarafsız başlıklar oluşturularak kullanılmasının uygun
olacağı sonucuna varılarak tarafsızlık ilkesinin önemi vurgulanmıştır. Günümüzde
hiçbir şeyin yerel kalmadığını ve mevcut bilgi ağının dünya çapında
paylaşıldığını da göz önünde tutmak gerekmektedir.
Tam metni daha sonra yayınlanacak olan bildiriden bir kaç yansı ile Slideshare'de yayınlanan kısa sunuma dönüştürülmüş şekli aşağıdadır:
Erdal Arıkan ayrıntılı bir haberde Sempozyum programına ve çeşitli fotoğraflara yer vermiştir:
Arıkan, E. (10 Eylül 2014). 1. Uluslararası Kütüphane ve Bilgibilim Felsefesi Sempozyumu Kastamonu'da Yapıldı. Çağdaş Yazılar. 8.11.2014 tarihinde
http://erdalarkn.blogspot.com.tr/2014/09/1-uluslararas-kutuphane-ve-bilgibilim.html?spref=fb adresinde erişildi.
Bilimsel toplantılar yöreyi tanımak için de güzel bir fırsat sunuyor. Kastamonu, Ermeni nüfusu tehdit unsuru olarak görülmediğinden tehcire tabi tutulmayan illerimizden biri olma özelliğini taşır. Kastamonu Çanakkale Savaşı'nda en çok şehit veren il olarak, İstiklal Savaşı için İnebolu'dan silah taşıyan cefakar kadınlarımızın Şerife Bacısı ile simgelenmesi ile, İnebolu'nun İstiklal Savaşı için Anadolu'ya silah giriş noktası olması, Cumhuriyet'in kuruluşundan sonra da yeni yaşam tarzının simgelerinden olan şapkanın burada kabulü ile çok özel bir ilimiz. Bir Haziran başlarında İstiklal Yolu yürüyüşüne katılıp Ecevit Han'da konaklanmalı, İnebolu'daki müze görülmeli, il merkezinde eski konaklardan dönüştürülmüş otellerin birinde kalınıp, yine böyle bir restoranda yerel tatların zevki çıkarılmalı.
Selam sana Kastamonu! Selam sizlere Kastamonu'yu bize sevdiren toplantı emekçileri!
Bandura
Comments
Post a Comment